Son dönemlerde göçmenlik problemleri, sosyal medya etkisi ve boşanma süreçlerinin getirdiği stres, pek çok çiftin birbirine karşı duyduğu öfkeyi artırmış durumda. Ülkemizde de boşanma oranlarının artmasıyla birlikte, bu tür olumsuz durumların sayısında da maalesef artış gözlemleniyor. Son yaşanan bir olay, boşanmak isteyen bir eşin, diğerinin aracını ateşe vermesiyle dikkatleri üzerine çekti. Olayın detayları gün yüzüne çıktıkça, tarafların birbirlerine duyduğu düşmanlığın ne denli derin olduğu da anlaşılır hale geliyor.
Geçtiğimiz gün, İstanbul'un sakin bir mahallesinde meydana gelen olay, bütün mahalleliyi şaşkına çevirdi. İddiaya göre, boşanma aşamasındaki bir çift, evdeki tartışmaların ardından iyice gerildi. Boşanmak isteyen eş, diğerinin otomobilinin alev almasıyla birlikte sosyal medyada hızla yayılan birçok videonun konusu oldu. Olay, gece saatlerinde meydana geldiği için çevredeki komşuların büyük bir dikkatle izlediği bir tiyatro sahnesini andırıyordu. İlk başta bir söndürme valfini tutarak yangını söndürmeye çalışan komşular, sonrasında durumu kontrol altına almayı başardı.
Bu olayın ardından, olay yerine gelen polis ve itfaiye ekipleri, yangının nasıl çıktığını araştırmaya başladı. Yangına müdahale eden itfaiye, otomobili kısa sürede söndürmeyi başardı. Ancak, o anlar herkes tarafından büyük bir şokla karşılandı. Görgü tanıkları, yangının başlamasının hemen öncesinde araç sahibinin eşi tarafından tahrik edildiğini ileri sürdü. Duygusal patlamaların yaşandığı bu tür boşanma süreçlerinde, fiziksel ve maddi zararların meydana gelmesi, ne yazık ki birçok insanın başına gelebiliyor.
Boşanma süreci, her iki taraf için de bir nevi yıkım yolculuğudur. Duygusal, psikolojik ve finansal olarak zorlu bir süreç yaşanır. Bu nedenle, çiftlerin birbirleriyle olan iletişimleri oldukça önemli. Her ne kadar zorlu ve başa çıkılması güç olsa da, boşanmanın daha sağlıklı bir şekilde atlatılması adına bazı adımlar atmak gerektiği uzmanlar tarafından vurgulanıyor. Özellikle, boşanma aşamasındaki çiftlerin birbirine karşı anlayışlı olabilmesi için profesyonel yardımlar alması önerilmektedir. Feragat etmenin ve karşılıklı olarak daha sakin kalmanın sorunları çözebileceği bir ortam yaratacağı düşünülmektedir. Ancak, ne yazık ki bu tür olaylar, her zaman barışçıl bir çözüm sunmuyor.
Olayda, boşanma sürecindeki çiftlerin karşılaştığı hukuki sorunlar, psikolojik sorunlar ve toplumsal baskılar da altı çizilmesi gereken diğer bir nokta. Bu tür durumlar, hem boşanmanın getirdiği ağır yükün hem de sonrasında yaşanan gerginliğin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Maalesef dile getirilmeyen pek çok sorun, zamanla büyüyerek korkutucu sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, boşanma aşamasındaki çiftlerin doğru bir iletişim ve karşılıklı anlayış zemini oluşturması her iki taraf için de hayati öneme sahip.
Bunun yanı sıra, boşanma sürecinde aile içerisindeki çocukların da etkilenebileceği bu durumu göz ardı etmemek gerekiyor. Çocukların yaşadığı travmalar, onların gelecekteki ilişkilerine de yansıdığı için, ebeveynlerin bu süreci dikkatli bir şekilde yönetmesi büyük bir önem taşıyor. Uzmanların önerisi ise; duygu yoğunluğunun yüksek olduğu bu gibi durumlarda çocukların öncelikli hedef olmaması gerektiğidir. Ebeveynlerin, çocuklarının yanında kendi sorunlarını çözmeye çalışırken, çocukları olumsuz etkilememeye özen göstermeleri gerekmektedir. Aksi takdirde, boşanmanın getirdiği zorluklar büyüyebilir ve çiftlerin hayatında daha kalıcı yaralar açabilir.
Özetle, boşanma süreci her iki taraf için de zorlayıcı bir deneyimdir. Ancak, boşanma sonrası yaşanan bu tarz aşırı tepkiler yerine, profesyonel destek almak ve yas sürecini daha sağlıklı bir şekilde yönetmek, empati kurmak ve sorunları karşılıklı konuşmak, gelecekte yaşanabilecek birçok olumsuz olayın önüne geçebilir. Olayda yaşanan korkunç durumdan ders çıkararak, tüm çiftlerin daha sağlıklı bir boşanma süreci geçirmelerini temenni ediyoruz.