FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında, suikast timinin hedef aldığı otel, o gece yaşananların izlerini hala taşımaya devam ediyor. Saldırının ardından geçen zaman zarfında otel, hem fiziksel hem de duygusal anlamda büyük yaralar aldı. Müşterilerinin ve çalışanlarının güvenliğini sağlamak için çeşitli tedbirler alırken, o an bitmek bilmeyen bir travmayla yüzleşmek zorunda kaldı. Süreç, hem otel yönetimi hem de saldırının kurbanı olan insanlara nasıl yansıdı? İşte o gece yaşanan dehşetin günümüze kadar süren etkileri.
15 Temmuz gecesi, Türkiye genelinde yaşanan kaosun en acı sahnelerine tanıklık eden otel, sadece bir barınma yeri olmanın ötesine geçti. O gece, FETÖ'nün suikast timi, hedef olarak seçtiği otelde, masum insanların hayatlarını tehlikeye atarak büyük bir terör eylemi gerçekleştirdi. Otelin koridorlarında yankılanan silah sesleri, o gece orada bulunanların hafızalarına kazındı. Zamanla bu anılar, sadece birer hatıra değil, ruhsal yaralara dönüşmeye başladı. Müşteriler, sürekli olarak o anları hatırlarken, çalışanlar ise her gün o dramatik sahnelerle yüzleşmek zorunda kaldı. O gecenin karanlığı, yalnızca binaların duvarlarına değil, insanların iç dünyasına da derin izler bıraktı.
Otel yönetimi, o gece yaşanan travmanın izlerini silmek ve yeniden yapılandırmak amacıyla hemen harekete geçti. İlk olarak, güvenlik önlemleri artırıldı. Gelişmiş güvenlik sistemleri ve personel eğitimi, misafirlerin kendilerini güvende hissetmesi için uygulamaya konuldu. Ancak fiziksel değişiklikler yeterli değil; ruhsal iyileşme süreci de kaçınılmaz hale geldi. Otel, psikologlar ile iş birliği yaparak hem çalışanlarına hem de o geceyi atan misafirlere destek sunmayı amaçladı. Bu süreçte, bölgedeki diğer oteller de benzeri önlemleri almak zorunda kaldı. Zira, bir otel müşteri kaybı yaşamaktan çoğunlukla tedirgindi. Ancak yaşanan bu deneyimlerin üstesinden gelmek için pozitif bir topluluk oluşturmak önemliydi. Üstelik, sadece oteli değil, toplumun Psychosocial Refahı için de önemli bir başlangıç haline geldi.
Yıllar geçse de, FETÖ'cü suikast timinin saldırdığı o otelin hafızalarda bıraktığı derin izler silinmiyor. Otel, sadece bir konaklama yeri değil; geçmişin gölgeleri ve geleceğin belirsizlikleri arasında sıkışmış bir anı olarak kalmaya devam ediyor. O gece orada bulunan birçok kişi, yaşadığı travmanın etkileriyle günlük yaşamlarına devam etmenin zorluklarıyla başa çıkmaya çalışıyor. Öte yandan, otel sahipleri ve yöneticileri, sadece bir iş yeri değil, aynı zamanda bireylerin travmalarını yeniden ele alabileceği bir alan oluşturmayı da hedefliyor. Zamanla, bu tür yerlerin sağlık ve huzur bulma yeri olarak evrim geçirmesi bekleniyor. Çünkü hayat devam ediyor ve geçmişin izleriyle yüzleşerek, yeni umutlar inşa etmek mümkün.
Sonuç olarak, FETÖ'cü suikast timinin o korkunç gecesi, hem Türkiye hem de dünya genelindeki birçok insan için unutulmaz bir kesit olarak kalmaya devam edecek. İnsanlar, o gece yaşananları unutmamakta kararlı; zira her anı, birer hatırlatıcı görevi görüyor. Güvenli alanların ve insanların güvenliğini sağlamak için yapılan her çalışma, geçmişin izlerini silmekle kalmayacak; aynı zamanda daha sağlam bir gelecek inşa etmek için de bir temel oluşturacaktır. Şimdi, o gecenin izleriyle yüzleşerek, daha iyi bir gelecek için birlikte ilerleyebilmek en büyük hedefimiz olmalıdır.